Bilinçli Göçmenlik, Legal Consulting, İltica Hukuku

POLİTİKALARDA ÖNCELİK İNSAN OLMALI

Hollanda’da yeni Sığınmacı Politikası; İnsan Haklarına Aykırı bir Yaklaşım mı?

Hollanda hükümetinin sığınmacı akınını önlemeye yönelik yeni eylem planı, ülkede ve uluslararası arenada ciddi eleştirilere ve endişelere neden oluyor. Plan, sınır kontrollerinin sıkılaştırılması, sığınma başvuru sürecinin zorlaştırılması ve bu sayede sığınmacı kabul oranlarının düşürülmesi için sert önlemleri içeriyor. Bu adımlar, bir yandan hükümetin iç siyasi baskılar ve Avrupa Birliği içindeki popülist söylemlerle uyum sağlama çabası olarak yorumlanırken, diğer yandan insan hakları savunucuları ve uluslararası kuruluşlar tarafından ciddi bir endişe kaynağı olarak değerlendiriliyor.

Güvenlik Mi, İzolasyon Mu?

Hükümetin bu politikaları savunurken sıkça başvurduğu argümanlardan biri, ulusal güvenliğin ve Hollanda’nın toplumsal yapısının korunması gerekliliği. Ancak bu söylem, çoğu kez sığınmacıları potansiyel bir tehdit olarak göstermeye yol açıyor ve kamuoyunda yabancı düşmanlığını körükleme riski taşıyor. Oysa sığınmacıların büyük bir kısmı, savaş, zulüm ve ekonomik yıkım gibi zorlayıcı sebeplerle ülkelerini terk etmek zorunda kalan, uluslararası hukuka göre korunma hakkına sahip bireylerdir.

Bu politikalar, Hollanda’nın tarihsel olarak insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne olan bağlılığını sorgulatıyor. Ülke, geçmişte sığınmacılar için bir güvenli liman olarak görülüyorken, bugün bu tür önlemlerle kendi değerleriyle çelişir bir duruma düşüyor.

Hükümetin bu yeni politikaları başta muhalefet tarafından eleştirdiği gibi bu konuda görüşüne başvurular Danıştay’da “ bu uygulamalara çok fazla hukuki itiraz olacağı, iş yükünün ciddi oranda artacağı ve bu uygulamaların çok fazla mali yük getireceği” endişelerini açıkça dile getiriyor. 

Avrupa Birliği Perspektifi

Hollanda’nın yeni eylem planı, Avrupa Birliği’nin sığınmacı politikaları bağlamında da tartışmalı bir örnek teşkil ediyor. AB ülkeleri arasında dayanışmayı ve yük paylaşımını esas alan Dublin Anlaşması gibi düzenlemeler, Hollanda gibi ekonomik açıdan güçlü ülkelerin daha fazla sorumluluk almasını öngörüyor. Ancak bu tür politikalar, yük paylaşımını reddetme ve sorumluluktan kaçma girişimi olarak algılanabilir. Bu durum, AB içindeki dayanışma ruhunu zayıflatırken, sınır ülkeleri olan Yunanistan ve İtalya gibi ülkelere daha fazla yük bindirebilir. 

AB ülkeleri göç yükünü azaltmak adına yeni  İltica ve Göç Paktı kurmuşken bu tür uygulamaların bu paktın faaliyetlerine olumsuz örnek olacağıda aşikardır. 

İnsan Hakları ve Uluslararası Hukuk

Yeni plan, Hollanda’nın uluslararası hukuktan doğan yükümlülüklerine de aykırı bir yaklaşım sergiliyor olabilir. 1951 tarihli Cenevre Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, sığınmacıların korunma hakkını güvence altına alır. Bu tür kısıtlayıcı politikalar, sığınmacıların temel haklarına erişimini engelleyebilir ve uluslararası normlara aykırı uygulamalara yol açabilir. Ayrıca, sığınmacıların zorla geri gönderilmesi veya başvurularının keyfi şekilde reddedilmesi, ciddi insan hakları ihlallerine sebep olabilir.

Sonuç ve Alternatif Çözümler; “ÖNCE İNSAN”

Hollanda hükümeti, sığınmacı akınını yönetmek için daha insancıl ve sürdürülebilir politikalar geliştirmek zorundadır. Sorunun kökenine inmek, sığınmacıların ülkelerini terk etme nedenlerine yönelik uluslararası işbirliğini artırmak ve AB içinde adil bir yük paylaşımı sağlamak bu konuda önemli adımlar olabilir. Aynı zamanda, entegrasyonu teşvik eden ve hızlandıran  politikalarla sığınmacıların Hollanda toplumuna katkı sağlaması sağlanabilir.

Kısa vadeli siyasi çıkarlar uğruna alınan bu tür önlemler, Hollanda’nın uluslararası imajını ve uzun vadeli toplumsal uyumunu riske atabilir. İnsan haklarına ve hukukun üstünlüğüne bağlılık, bu tür krizlerin yönetiminde her zaman temel bir ilke olmalıdır.

Umarız yeni Hükümet bu iyiniyetli eleştirimizi ve uyarılarımızı dikkate alır ve iyi yapalım derken mevcut durumu daha da kötü hale getirmez. 

Umarız ki insan hakları ve evrensel insani değerler popülist yaklaşımlar kurban edilmez ve “ÖNCE İNSAN”  anlayışı her daim öncelikli anlayış olarak kalmaya devam eder. 

Saygılarımla 

Av. H. H TANRIVERDI 

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *