Bilinçli Göçmenlik, Hukuki Danışmanlık, İltica Hukuku

SIĞINMACILARIN ENTEGRASYONU DAHA HIZLI NASIL OLABİLİR?

Bu makalenin amacı Hollanda’ da sığınmacılara uygulanan mevcut sistemin  topyekün olumsuz anlamda eleştirilmesi değil aksine kendi penceremizden gördüğümüz aksayan yönlerinin daha iyi olmasına katkı sağlamak olacaktır.

Unutmamak gerekir ki “Daha iyi, iyinin düşmanıdır.” Daha iyisini yapabilmek adına iyi yapılanların aksayan taraflarını tespit etmek ve düzeltmek için gayret etmek hepimizin asli görevi olmalıdır. Bunun için de öncelikle mevcut durumun tespiti ile başlamak gekir.

Hali hazırda Hollanda’ya iltica eden bir kişinin önünde uzun bir süreç vardır. Oturum süreçlerinin tamamlanması ve kabul alması halinde eve çıkıncaya kadar olan süreç çoğu zaman zorlu ve yorucu olmaktadır. Yeni bir ülkede, yeni insanlarlar, alışık olunmayan kamp ortamlarında birlikte yaşamak ve geldiği ülkede yaşanan olumsuz durumlar; nihayetinde insan olan sığınmacılar açısından oldukça zorlu bir durumdur.

Mecut sistemde ülkeye gelen her sığınmacı benzer  prosedürlere tabi tutulmakta ve mümkün olduğunca eşit şartlarda değerlendirmektedir. AB ortalamasının üzerinde kamp şartlarında ağırlanmakta, sağlık,barınma ve güvenlik anlamında oldukça iyi şartlarda işlemleri yapılmaktadır.

Ancak ülkeye gelen sığınmacı sayısının fazla olması, gelen sayıya oranla yeterli ve nitelikli  personelin olmaması bazı aksamalara neden olsada bir çok AB ülkesine nazaran  Hollanda Devleti  gelen sığınmacılara kaliteli bir hizmet vermektedir.

Sığınmacı kabul eden ülkeler bir yandan insanlık  için ve evrensel insani değerleri esas alarak hareket ediyor olsalar da diğer bir yandan da ülkelerine kabul ettikleri insanları toplumlarına entegre etmek için ciddi bir uğraş vermektedir. Ülkelerine entegre olmuş insan sayısının artması için ciddi kaynak ve iş gücü harcamaktadır.

Kanaatimizce sığınmacı yada göçmenler açısından iyi bir entegrasyonun en temel şartları;

– Ülkenin yerel dilinin öğrenilmesi

-Ülkenin yasa ve kurallarının bilinmesi ve bireysel hayatta doğru bir şekilde uygulanması

– Ülkenin çalışma hayatında aktif rol alarak ülkeye katma değer sağlanmasıdır.

Ülkeye yeni gelen bir kişi ister sığınmacı isterse  kayıtlı göçmen olsun şayet ülkede konuşulan yerel dili öğrenmedi ise , ülkenin sorunlarından haberdar değil ise ve bu sorunların çözümünde yer almıyor ise gerçek anlamda entegre olamamış demektir.

Bu genel değerlendirmelerden sonra mevcut sistemde daha hızlı entegre olmak için neler yapmak gerekir sorusunun cevap aramak gerekir.  

Mevcut sistemede en temel sorun sağlıklı bir entegrasyon sürecinin çok uzun olmasıdır. Bunun bir çok sebebi vardır. Kişiye bakan yönleri olduğu gibi topluma ve devlete bakan yönleride vardır.Mevcut uygulana sistemde bizce yapılacak küçük değişiklikler ile bu uzun süreçler daha da kısaltılabilir.

Kanaatimizce bu konuda yapılabilecek bir çok şey vardır. Biz de bu önemli konuda birkaç öneride bulunarak sorunun çözümüne katkı vermek istiyoruz. Şöyle ki;

  1. Hollanda’ya sığınma müracatı yapanların büyük bir kısmının ( VWN Verilerine göre 2023 yılında 14.960 kişiye oturum verilmiş olup bu rakam toplamın başvuranların  %80’ine tekabul etmektedir.) kabul aldıkları dikkate alındığında henüz oturum almamış sığınmacıların toplumun gerçek bireyleri gibi görülmemeleri ve ne olacakları belli olmayan arada kalmış insanlar olarak değerlendirimeleri mantıklı değildir. Yani her bir sığınmacı,daha sürecin başından itibaren ileride bu ülkenin birer vatandaşı olacak aday kişi gibi değerlendirilmeli ve buna göre politikalar belirlenmelidir. 

(https://www.vluchtelingenwerk.nl/nl/nieuws-en-kennis/cijfers-over-vluchtelingen-nederland-europa-wereldwijd/cijfers-over-vluchtelingen-nederland)

  • Hollanda’ya sığınma başvurusu yapan her bir birey genel olarak aynı şartlarda sürecini tamamlamaktadır. Bu süre de ortalama 1,5 yıl civarındadır. Ancak bu uygulama kendi içinde bazı adaletsizliklere neden olmaktadır. Kendi ülkesinde üniversite eğitimi almış ve çalışma hayatında tecrübeli bir kişi ile doğru düzgün okuma yazma bilmeyen bir kişi aynı seviyede görülerek süreç işletilmektedir. Hal bu ki eğitim seviyesine göre pozitif bir ayrım yapılarak  eğitimli bireylere öncelik verilse ve süreçleri hızlandırılsa nitelikli bireylerin topluma ve çalışma hayatına kazandırılması daha hızlı olabilir. Örneğin eğitim seviyesi yüksek kişilerin kabul süreçleri ilk 6 ay içinde tamamlanmış olsa her birey açısından bir yıl kazanılmış olacaktır.  Son dönemlerde  gelen sığınmacıların eğitim düzeyi oldukça yüksek olup çalışma hayatına daha hızlı kazandırılacak bu bireylerin önü açılmalıdır.
  • Mevcut sitemde; bir sığınmacı oturum aldıktan sonra dil kurslarına gidebilmekte ve dil eğitimine, başvuru tarihinden ortalama 2 yıl sonra başlayabilmektedir. Kamlarda geçirilen süre içierisinde sağlıklı bir  dil eğitimi alınamamaktadır. Kaldı ki dil kurslarında bir eğitmen rehberliğinde bir kitap ve bu kitabın online programları üzerinden eğitim verilmektedir.  Bakanlık, üniversiteler ve özel kuruluşların ortak çalışmaları ile teknolojinin bu kadar ileri gittiği bir dönemde dil seviyelerine uygun olarak online yada ofline  dil kursları hazırlanarak bir dil eğitim programı oluşturulabilir. Başvuru yapan her bir sığınmacıya bu programa katılma mecburiyeti getirilerek kampta geçirdikleri boş zaman dilim değerlendirilebilir. Dil seviyesini belli bir sürede A2 seviyesine getiren sığınmacılara mülakat süreçlerinde olumlu kanaat gösterilerek değerlendirme yapılabilir. Bu sayede her bir sığınmacı oturum aldıktan sonraki sürecine daha hazır bir şekilde gireceği gibi  enaz 1-2 yıl kazanılmış olacaktır.
  • Kamplarda verilecek hazır dil eğitim programlarında belli seviyelere gelen sığınmacıların çalışma hayatına hazırlanması adına da belli alanlarda  mesleki kurslar  düzenlenebilir. Hali hazırda oturum alan kişilere yönelik düzenlenen bu kursların sığınmacılara yönelik düzenlenmesi  bu kişileri yeni hayatlarına motive etme adına önem arzedecektir. Özellikle yüksek eğitim almış sığınmacıların hızlıca dil eğitimlerini tamamladıkları ve çalışmaya hazır oldukları dikkate alınmalıdır.

Bakanlıklar, meslek kuruluşları ve özel sektör temsilcileri ile ortak çalışmalar ve projeler yapılarak daha kamp aşamasında olan sığınmacıların entegrasyonuna önemli katkılar sağlanabilir.

Örneğin ülkesinde hukuk eğitimini tamamlamış bir hukukçunun  bir yandan dil eğitimi online devam ederken diğer yandan Adalet Bakanlığı, Barolar  ve büyük hukuk şirketleri ile tanıştırılması, gönüllü çalışma imkanlarının oluşturulması  ve mesleki dil eğitimi almaya başlaması bu kişinin kamp aşamasında mesleği ile uğraşmasına ve yeni hayatını şekillendirirken  mesleğine uygun yerleri tanımasına katkı sağlayacaktır. Bu durum bireysel motivasyonu arttıracağı gibi doğal olarak da mesleki çevresi olacak olan  bu bireyin oturumunu almasından sonra iş bulması daha kolay hale gelecektir. 

Benzer durum eğitimli ve nitelikli diğer meslek grupları içinde geçerli olup vasıfız kabul edilen sığınmacılar içinde daha düşük dil seviyesi gerektiren mesleklere yönelik özel çalışmalar yapılabilir.

Örneğin kendi ülkesinde ehliyeti olan bir kişinin belli seviyede online dil eğitimini tamamladıktan sonra pratik kursuna alınması ve  geçici ehliyet verilmesi halinde ulaşım sektöründeki şoför ihtiyacına  kısmen bir çözüm sağlanmış olacaktır. Bu kişi oturum aldıktan sonrada çalışma hayatına hızlıca adapte olabilecektir. .   

Bu tür hizmetler mevcut imkanlar çerçevesinde farklı isim ve kuruluşlar tarafından verilmektedir. Ancak burada önemli olan sığınmacının kabul almasını beklemeden bu çalışmaların yapılabilmesidir. Bu sayede birey başına en az bir iki yıl kazanılmış olacaktır.         

  • Mevcut sistemde ülkeye gelen her sığınmacıya ülke hakkında genel bilgilendirme yapılmaktadır. Oturum alan bireylere ise bağlı oldukları belediyelerde katılım ve entegrasyon kursları verilmektedir. Bu çok önemli ve değerli bir çalışmadır. Bu kursların amacı bilgilendirmedir. Bunu yaparken yine teknolojinin imkanlarından yararlanılmalı ve online kurslar hazırlayarak   gelen her yeni bireyin kendi dilinde bu bilgileri öğrenmesine de imkan sağlanmalıdır.  Bizce bilinçli göçmen çalışmaları ülkeye ilk giriş yapıldığı tarihten itibaren yapılmalıdır. Gelen kişinin kendi dilinde hazırlanan vedeolar ve meteryaller ile bilgilendirme işlemlerine başlanılmalıdır. Zamanla bu çalışmalar ülkenin resmi dili ile devam edecektir.

Bu ve benzeri bir çok küçük müdahaleler ile sağlıklı bir entegrasyon süreci yaklaşık bir yıl kısaltılabilir. Unutmamak gerekir ki bu sürenin bir ay bile kısaltılması sığınmacılara harcanan bütçede önemli bir tasarruf sağlayacaktır. Bir sığınmacıya aylık olarak yaklaşık 200 euro cep harçlığı (leefgeld) ödendiği dikkate alındığında sadece cep harçlığı konusunda yıllık  2.400 euro tasarruf sağlanacaktır. 2023 yılı verilere göre 14.960 kişiye kabul veridiği dikkate alındığında sadece cep harçlığı ödeneğinden bir yılda 35.904.000 Euro bir tasarruf sözkonusu olacaktır. Ayrıca bu rakama konaklama, sağlık ve güvenlik gibi yardımların bedelleri de eklendiğinde toplam rakam ciddi sonuçlara ulaşacaktır.

 Yukarıda bahsedilen çözümlerin ebette bir maliyeti olacaktır. Elde edilecek tasarruf bedelleri dikkate alındığında bu maliyetlerin pek bir önemi kalmayacaktır. 

Umarız sığınmacıların entegrasyon konusu; enaz maliyetle ve en hızlı bir şekilde,  evrensel insani değerlere uygun olarak, hukuktan ve adaletten ayrılmadan bir an önce cözümlenir.    

Saygılarımla

Av.H.Hüseyin TANRIVERDİ

NOT:  Makale ile ilgili yorumlarınızı, sığınmacıların sorunları ve bu sorunlara çözüm önerilerinizi bizlerle paylaşabilirsiniz. Makul çözüm önerileriniz ile ilgili başka yayınlarla sizin sesiniz olmaktan onur duyarız.  

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir